Ekim 31, 2010

farketmedi sevdan beni

     ne demeli, ne yazmalı, ne söylenmeli bilinmez. hala inatla karşıma çıkmakta, hayatımın ta amına koymaya çalışmaktasın. ama artık aldırış eder miyim yalanlarına sence? bu defa yemem. işsiz kalmak out, blog yazarlığı in vesselam. blog yazmayı tamamen bırakmışken yine yeni yeniden neden ayaklandım onu da bilmiyorum inan. ama birden kusmak istedim, sana olan boşvermişliğimi. feysbuk yine birbirinden güzel, birbirinden özel insanlar önermekte. ha bu arada ilişkin varmış. o değil de profilin açık kalmış nazlı yarim, adım kadar eminim kocaman bir kasıt olduğuna. neyse ne.
     dün gece sabaha kadar köpek gibi içtim -içmek dediysek sigara yav- ağladım yine. sanki içimde, taaa derinlerde kabuk bağlayan eski yarayı kanatmıştın yine. nasıl sancıdı, nasıl durmak bilmedi kan. benden sonra öyle derin bir inzivaya çekilmiştin ki sevdiceğim, trafik kazası falan geçirip öldüğünü bile düşünmüştüm bir ara. ama görüyorum ki hala birilerine çirkef atmaya, laf anlatmaya mecalin varmış. bu işler böyledir ama değil mi tatlım? sen ekersin, biçersin, sabırla bir tebessümünü beklersin kaymağını hep başka tikicanlar yer. ne güzel unutmuştum seni. atlatmıştım kendi halimde. neden hala karşıma çıkıyorsun ki. senin sikinde bile olmadığı şu saatlerde senin için ağlayan, dua eden bir çift yürek bıraktın arkanda. farketmedi sevdan beni.

     haa unutmadan bugün benim doğumgünümmüş. hiç beklemediğim anda beni mutlu eden fevkaladenin fevkinde insanlar vardı bugün yanımda. minnettarım sana tanrım! adios. besos.

http://fizy.com/s/1dymg3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder